Biochar deyince “biyolojik odun kömürü” anlamamız gerektiği tamam da, sıradan odun kömüründen de söz etmediğimizi belirtmiş olalım ki, yanlış anlamaya mahal vermeyelim; yani lütfen markete gidip de mangal kömürü olarak kullanıma has üretilmiş odun kömürünü alıp toprağa uygulamaya kalkmayalım.
Biochar terimini Türkçe’mize uyarlarken, odun kömürü ile karıştırılmasına izin vermeyen, örneğin biyokömür veya tarım kömürü gibi daha özgün ve anlaşılır terimler kullanırsak bence çok daha iyi olur. Üretim süreçleri bakımından arada büyük fark olmasa da, tarım açısından anlamlı bir iki nüans var.
Biyokömür veya tarım kömürü deyince, öncelikle sağlıklı ve steril odunlardan üretilmesi gerekiyor. Çünkü bu malzemeyi mangalın üzerinde sıradan bir enerji kaynağı olarak kullanmayacağız, toprağa uygulayacağız. Dolayısıyla toprağın sağlığı, içeriğindeki mikro-organizmaların sağlığı ve bitkilerimizin sağlığı açısından ve nihayet gıda kalitesi açısından bakmalıyız, çünkü, biochar uyguladığımız topraktan çıkan yiyecekleri tüketeceğimiz için, sonuçta toplum sağlığını etkileyecek bir konu.
Üzerinde boya veya tutkal gibi sentetik ve kimyasal maddelerin bulunduğu odunlardan veya sunta, kontrplak gibi malzemelerden elbette yakacak olarak kullanacağımız odun kömürünü üretmek söz konusu olabilir; mangalda yakarsınız ve sadece havayı kirletirsiniz!, sorun yok?!, ama bu tür kontamine olmuş “kirli” girdiler asla biochar olarak toprak anaya sunmak için uygun türden hammadde olamaz.
Odun değil de başka tür biyokütle kullanarak, örneğin organik atıklardan, tarımsal hasat artıklarından vs biochar üretmek istersek dikkat edeceğimiz en önemli nokta, malzememizin hangi süreçlerden geçerken nasıl işlemlere tabi tutulduğudur; örneğin toprakta iken kimyasal gübre ve zehirli ilaçlarla kontamine olup olmadığı veya biyokütlenin üzerinde bulunan kimyasal maddelerin payroliz sürecinde yok olup olmayacağı veya nasıl bir dönüşüm geçireceği, ve nihayetinde bu maddelerden biochar üretip tarımda kullandığımız takdirde toprakta nasıl bir etki üreteceği gibi konulardır. Bu gibi soruların yanıtları ancak kimya uzmanları başta olmak üzere bilim adamları tarafından verilebilir, ama içimiz eğer rahat olsun istiyorsak, kesinlikle kontamine olmadığından emin olduğumuz malzemeden biochar üretmenin en iyi uygulama olduğu aşikar.
Bir küçük fark daha var. Toprağa uygulamak amacıyla, tarım kömürü olarak üretilen biochar’ın payroliz sürecini tamamlaması, karbon hariç tüm diğer unsurların kömürden ayrıştırılmış olması istenir. Oysa mangal yakıtı olarak üretilen odun kömüründe bu sürecin sonuna dek tamamlanması istenmez, nedeni ise içeriğindeki volatil ve yanıcı maddelerin bir kısmının korunması, mangal kömürünün yakıt değerini artırır; zira kömür mangalda tutuşturulduğunda bu gibi yanıcı maddelerin yardımıyla hem daha kolay tutuşmayı sağlar hem de daha fazla enerji anlamına gelir, kömürün kullanım değeri artar.
Bir diğer temel özellik ise, yukarıdaki tüm koşulları sağlasa ve mangal kömürü olarak satılan ürün her ne kadar tertemiz biyokütlenin payrolizden geçmiş hali olsa da, malesef tarım kömürü olarak kullanılabilmesi mümkün değildir; bunun için, ileriki bölümlerde bahsedeceğimiz birtakım biyolojik işlemlerden de geçmesi gerekir. Ne kadar steril olursa olsun, ham biochar’ı doğrudan toprağa katmak, birkaç yıl sonra olumlu etkisini gösterse de, ilk birkaç yıl ürünlerimizin resmen canına okur. Haddini bilmeyen eksik bilgi, haddini bilen bilgisizlikten kötüdür diyelim ve hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir diye ekleyelim.
Paylaşın: